ESTETİK OPERASYONLAR İÇİNDE DOĞAL DOKUNUŞLAR

Güzellik, kadınların vazgeçemediği bir olgu. Tıp, pharma, beslenme ve spor gibi sektörler de bu olguyu besleyen endüstriler. Bugün ilgili sektörlerin güzellik konusundaki eğilimi ise, insan bedeninin ve tabiatın sunduğu imkanlar ölçüsünde doğal güzelliği yakalamak.

Spor ve pharma doğallığı büyük ölçüde yakalarken, istenen ya da hedeflenen güzellik sonuçlarına aynı ölçüde ulaşamayabiliyor. Kuşkusuz tıbbın sürekli gelişen ve yenilenen dalı, plastik ve estetik cerrahi ideal güzelliği hala en hızlı ve etkin yakalayabilen alan.

Peki, idealize güzellik doğal olana ne kadar izin verir? İkisini aynı potada buluşturmak mümkün müdür?

Bu sorunun cevabını Türkiye’nin tanınmış hastanelerinden Acıbadem’de başarılı estetik operasyonlara imza atan Operatör Doktor Abdullah Etöz’den öğreniyoruz.

KADINCA.eu: Abdullah Bey, güzellik operasyonları doğallığa alan tanır mı, ya da ne ölçüde buna izin verir?

Op. Dr. Etöz: Doğal güzellik başta Batı da olmak üzere günümüzün güzellik trendlerinden biri. Ben de bir doktor olarak hastalarıma her zaman doğal olanı ve doğal görüneni tavsiye ediyorum. Yani kişinin kendi yağı, kendi kanı kullanılarak yapılan güzellik müdahaleleri uyguluyor; ayrıca protez, implantat kullanılacaksa kişinin beden ölçülerine, gündelik alışkanlıklarına uygun olanları tercih ediyoruz. Buradan da anlaşıldığı gibi estetik operasyonlar doğallığa alan tanır, hatta doğallığı özellikle tercih eder.

KADINCA.eu: Bu noktada doğallığı, sağlıklı yaşamı önceleyen, spor yapan kadınlara ne önerirsiniz? Örneğin ben yoga yapıyorum. Yoga, pilates yapan kadın hastalarınız var mı?

Op. Dr. Etöz: Elbette var. Yoga demişken, gerek yogada gerek pilateste uzun süreli yavaş hareketler, cilt altı yağlarda erimeye yol açar. Bu aslında bir çok yerde hoşumuza giden bir durumdur, tıpkı bacaklarda, karında, kollarda olduğu gibi. Ama göğüslerde ve popoda yağ kaybı çok istenen bir durum değildir. Veya oksijen yakımı yüksek sporları yapan hanımlarda, yüzde yağ kayıpları olur. Maraton koşanların yüzlerindeki yağ kayıpları açıkça görülür. Daha kemikli, sert hatlı bir yüz yapısı oluşur. Kemik köşeleri belirgin hale geldiği için, daha yaşlı bir görünüme neden olur.

Spor yapan kadınlara estetik önerileri:

KADINCA.eu: Peki, bu yağ kayıplarına karşı spor yapan kadınlara hangi estetik operasyonları öneriyorsunuz?

Op. Dr. Etöz: Spor yapan kadınların yüzdeki yağ kayıpları için, kişinin kendi organik dokusuyla uyumlu olması açısından doğrudan vücudundan alınan 20-30 gramlık yağın enjekte edilmesini öneririm. Özellikle şakaklara, kaş içlerine, dudaklara yapılan yağ enjeksiyonu doğal ve genç bir görünüm sağlar.

Göğüslere gelince, göğüslerin büyük bir bölümü yağ dokusundan oluşur. Buradaki kayıplar giysilerinizde ister istemez bir boşluk oluşturur. İlgili boşluğu kapatmak için yağsız, fit bir bedende ne yapabiliriz? Göğüs duvarında size ayrılmış hazneyi aşmayacak bir implantat yerleştirmek en isabetli yöntem olacaktır. Burada en önemli kriter ise; omuza, bele uygun, herhangi bir spor kıyafette protezi hissetmeyeceğiniz, beraberinde abiyede, dekoltede kullanabileceğiniz bir implantat yerleştirmektir. Ayrıca kasları kesmeden ve spor yapmanızı engellemeyecek orantıyı koruyarak yapılmalıdır operasyonlar.

“Göğüs protezleri süt vermeye engel değil!”

KADINCA.eu: Göğüslere yerleştirilen protezler kadınların annelik, emzirme durumlarını olumsuz yönde etkiler mi?

Op. Dr. Etöz: Göğüs protezleri annelikte emzirmeye engel değildir. Meme dokusunun arkasında bir zar var. Onun da arkasında implantat bulunduğu için süt kanallarını biz hiç görmüyoruz; dolayısıyla emzirme faaliyeti rahatlıkla devam edebilir. Hatta kanalları arkadan bastırdığı için süt üretimini de artırabilir. Bunun dışında daha ziyade göğüs küçültme operasyonları süt üretimini azaltabilir. Çünkü bu tür operasyonlarda süt bezleri eksilir.

Güzellikte kök hücre tedavisi

KADINCA.eu: Başta kanser tedavisi olmak üzere tıbbın pek çok alanında kök hücre tedavisi oldukça revaçta. Aynı şekilde estetik alanında da etkili ve kişiyi gençlik yıllarına döndüren bir tedavi olduğu iddia ediliyor. Siz bu konuda ne söylersiniz?

Op. Dr. Etöz: Kök hücrenin kaynağı aslında en çok kemik iliğidir. Ancak kemik iliğinden kök hücre almak çok zor ve maliyetlidir. Zira kök hücre örneğini verip, 2-3 hafta onu laboratuvarda üretip enjekte etmek epey külfetlidir. Estetikte onun yerine yağ, ya da deri dokusundan bir üretim yapılıyor. Bir anlamda sulandırılmış kök hücre tedavisi. Söz konusu olan gerçek bir kök hücre tedavisi değildir. Burada kök hücre tedavisi aslında bir ticari isimdir. Elbette bunun da faydası vardır, hastanın cildinde gerilmeye ve kanlanmaya neden olur. Bu da daha parlak ve pembe bir cilt anlamına gelir. Fakat gerçek manada bir kök hücre tedavisinin etkisi çok daha başka olacaktır.

Özlem Coşkun – KADINCA.TV – 09.04.2023 – 22:00
© Fotoğraflar: Acıbadem Hasttanesi ve KADINCA.eu

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*