“BAĞIMSIZ BİR KADINIM VE KADINLARIN BAĞIMSIZLIĞINI DESTEKLİYORUM”

Kültürel ve dini duyarlılıkları esas alan Almanya’nın ilk hasta ve yaşlı bakım servisi olan Deta-Med’in kurucusu ve sahibi Nare Yeşilyurt ile kadınlara dair hoş bir sohbet yaptık. Sohbetimizi KADINCA.eu takipçileriyle paylaşıyoruz.

KADINCA.eu: Sayın Nare Yeşilyurt, kendi bünyenizde çok sayıda kadına istihdam sunuyorsunuz. Deta-Med’in içinde kadınların yeri ve önemi nedir?

Nare Yeşilyurt: Deta-Med’i açtığımda üç hedefim vardı: Birinci kuşağı Alman sağlık sistemine entegre etmek. İkinci hedefim annelere iş imkanı sunmak. Üçüncü hedefim de, ithal gelin dediğimiz Türkiye’den evlilik yoluyla gelen ve çoğu zaman izole bir yaşam süren kadınları topluma ve istihdama kazandırmak. Yani ilk günden bu yana kadınlar önceliğimdi. Onların bağımsızlığı, meslek eğitimi ve iş hayatıyla kazanacakları perspektif ve böylece çocuklarına örnek olmaları hedefimdi. Ve bunu gerçekten de Dera-Med’i açtıktan sonra uygulamaya başladım.

KADINCA.eu: Kadınların bağımsız bireyler olmaları yolunda Deta-Med nasıl bir işlev gördü?

Nare Yeşilyurt: Benim için önemli olan eğitimdir. Bugüne kadar gerek hemşire, gerek yaşlı bakım teknikeri olarak 250 kadına meslek eğitimi yaptırdım. Bu sayede çok sayıda kadın, sağlık sektörünün farklı alanlarında çalışma hayatına kazandırıldı. Hepsini kendi ekonomik imkanlarımla yaptırdım. Devletten herhangi bir yardım almadan ve kadınlardan herhangi bir şart istemeden.

KADINCA.eu: “İthal gelinler” dediniz. Bu kadınlar genelde Almanca’ya hakim değiller. Onları sisteminize nasıl entegre ediyorsunuz?

Nare Yeşilyurt: Ben aslında özellikle bu kadınları işe alıyorum. Onları Almanca kursuna yolluyorum, masraflarını bizzat karşılıyorum. Bu kadınlar aynı zamanda bizde çalışmaya da başlıyorlar. Almancaları biraz geliştiğinde hemşire yardımcısı olarak eğitim almalarını sağlıyorum. Onun akabinde de doğrudan hemşirelik eğitimine yolluyorum. Gerçekten çok başarılı olan kadınlarımız var. Örneğin, şu an iki şubemi Türkiye’den gelen iki ithal gelin yönetiyor.

KADINCA.eu: Yani aşama aşama bu kadınların yükselmelerine katkıda bulundunuz. Bu aslında sizi toplumsal olduğu kadar politik bir figür haline de getiriyor. Bu konudaki düşünceleriniz nedir?

Nare Yeşilyurt: Evet, zaman zaman beni belli politik görüşlerin, partilerin içine yerleştirmeye çalıştıklarını görüyorum. Ama ben hiç bir zaman parti politikası yapmadım, yapmayı da düşünmüyorum. Çünkü parti politikaları ve din insanları ayrıştırıyor. Hatta düşman ediyor. Buna kesinlikle karşıyım. Ne din, ne de politika çemberi içinde olmak isterim. Ben kadınlara, yaşlılara hizmet ve destek vererek kendi politikalarımı üretiyorum. Yani, partiler üstü çalışmalara imza atıyorum.

KADINCA.eu: Ama biliyoruz ki, çok kültürlülüğe ve onun yarattığı birleştirici çembere inanıyorsunuz. Öyle değil mi?

Nare Yeşilyurt: Evet, ben kültürlere inanıyorum. İnsanları inançları, dünya görüşleri, yaşam biçimleriyle olduğu gibi kabul etmek gerekiyor. Ayrıca farklı kültürler insanın ufkunu açan, geliştiren bilgiler içeriyor. Bu benim açımdan çok kıymetli ve kültürlerin pozitif etkilerini özellikle hospizde fazlasıyla deneyimliyoruz.

KADINCA.eu: Parti politikalarına, politik akımlara karşıyım dediniz. Ama merak ediyorum, kadın hareketine nasıl bakıyorsunuz?

Nare Yeşilyurt: İthal gelinler aslında başlı başına kadın hareketini ilgilendiren bir sorun. Bu sorunla mücadele eden, bunu aşmak isteyen tüm kadınlara destek oluyoruz. Ama bu daha çok bireysel bir yaklaşım taşıyor. Toplumsal bir hareket ya da kadın dernekleriyle bir dirsek temasımız yok. Çünkü belirli bir gruba ait olmak, ya da etiketini taşımaktan yana değilim. Bağımsız bir kadınım, bağımsız kadına inanıyorum ve onu destekliyorum.

KADINCA.eu: Peki, desteklerinizin neticelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Nare Yeşilyurt: Bugüne kadar bu işi çok başaralı bir şekilde yaptığımı düşünüyorum. Yanımda çalışan en az 40 kadın, benim yaptığım işin aynısını yapıyor. Kendi bakım servislerini açtılar. Burada aldıkları eğitim sayesinde kendi ayakları üzerinde durabiliyorlar. Kendi şirketlerini kurdular. İş sahibi, bağımsız kadınlar oldular. Onlara hep şunu söyledim: Eğitimli olunuz, çalışınız, günü geldiğinde benim üzerime de kapıyı kapatıp gidiniz. Yani kimseye bağımlı olmayınız. Çoğu işyeri çalışanlarına yeterli eğitim vermiyor, böylece insanları kendilerine bağımlı hale getiriyorlar. Buna karşıyız. Çünkü hedefimiz bağımsız kadınlar, bağımsız bireyler.

Özlem Coşkun – KADINCA.TV – 10.02.2022 – 23:00

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*