“MANDIRA FİLOZOFU” BERLİN’DEN KAPİTALİZM ELEŞTİRİSİYLE GEÇTİ

Mandıra Filozofu filminde ve Çocuklar Duymasın dizisinde oynadığı Mustafa Ali karakteriyle geniş kitlelerin gönlünü kazanan oyuncu ve yönetmen Müfit Can Saçıntı, 23 Şubat’ta sahnelediği “İtirazım Var” adlı tiyatro oyunu için Berlin’deydi.

Namı diğer “Mustafa Ali” oyunu öncesinde hemşehrisi olduğu Berlin Çorumlular Derneği’ni ziyaret etti. Sevilen oyuncu espirileri ve canlı müzik birlikteliğinde hemşehrileriyle buluşup sohbet etti.

Biz de KADINCA.eu olarak bu buluşmaya eşlik ettik ve “Ben çalışmaya karşıyım” repliğiyle akıllarda yer eden Mandıra Filozofu’yla kapitalizmi ve etkilerini, artan ırkçılığı, kadınları, Berlin’i ve Çorumlu olmayı konuştuk.

“Kapitalizm öldü, şimdi post-kapitalizm dönemindeyiz”

Kapitalizmin bireye dayattığı alışkanlıkları espirili bir dille sorgulayan “Mustafa Ali” tiplemesinden yola çıkarak oyuncu Müfit Can Saçıntı’ya kapitalizmi sorduk. Oyuncu, kapitalizmin öldüğünü, şimdi post-kapitalizm döneminde olduğumuzu şu sözlerle savundu: “Kapitalizm öleli epey oldu, kokusu çıkıyor artık, gömülmesi lazım. Bunu toplumsal dönüşümden ve egemenlerin telaşından rahatlıkla okuyabiliyoruz. Ama asıl soru, bundan sonra bizi neyin beklediği. Ben bu yeni dönemi post-kapitalizm olarak nitelendiriyorum.”

Oyuncu, post-kapitalizm döneminin henüz net bir çizgisi olmadığını belirterek, şu anda sorgulama, fikir üretme süreci yaşandığını ifade etti.

“Yeni dönemin terimleri: Vicdanlı kapitalizm ya da dayanışma ekonomisi”

Sosyolojinin tıpkı tabiat gibi boşluk kabul etmediğine dikkat çeken Saçıntı, parayı elinde tutan güçler her ne kadar süreci kontrol etmeye çalışsa da toplumun yeni terimler oluşturmaya başladığının sinyalini verdi.

Müfit Can Saçıntı: “Bu süreç olumluya da evrilebilir, olumsuza da. Ama Rönesans ve Reform dönemi sonrası feodal sistemden burjuvaziye nasıl geçildiyse ve insanlık bir sıçrama yaşadıysa, bu dönemde de yaşayabilir. Örneğin vicdanlı kapitalizm ya da dayanışma ekonomisi yeni dönemin terimleri” dedi.

Dayanışma ekonomisinin dijital çağla belirginleşen bir terim olduğunu aktaran oyuncu, “Ev kiralama sistemi bunun en iyi örneklerinden biri. Benim bir evim var ve dünyanın bir ucundaki birine kiralıyorum. O kişi bu sayede yeni bir yer görüyor, fahiş fiyatlı oteller yerine, uygun fiyata konaklıyor. Bu uygulama o kadar ilerlemiş ki, otelcilik sektörünü tehdit ettiği söyleniyor. Aynı şekilde güzergahınıza göre arabanızı kiralamanız da otobüs şirketlerinin pozisyonlarını sorgular nitelikte” diyerek değişen mülkiyet yapısının altını çizdi.

“Kadınlar toplumsal dönüşümün en önemli taşıyıcısı”

Müfit Can Saçıntı ayrıca kadınların toplumsal dönüşümde belirleyici rol oynadıklarını da dikkat çekti. Oyuncu, “Kadınlar toplumsal dönüşümün en önemli taşıyıcısı diye düşünüyorum. Zira organize etmede, ayrıntılı çalışma ve bakış açısında son derece başarılılar. Onun için gerek dizi, gerek film çalışmalarımda reji grubum genelde kadınlardan oluşur, buna özen gösteririm” şeklinde konuştu.

Kapitalizmin ekonomik kusurlarının faturası: Irkçılık

Beraberinde artan ırkçılığın post kapitalizmin ürünlerinden biri olduğunu savunan Müfit Saçıntı, sözlerini şöyle gerekçelendiriyor: “Kapitalizmin ekonomik kusurlarının faturasını ırkçılıkla ödemeye kalkıyorlar. Kapitalizm ürünü globalleşme, halka bir taraftan ırkçılığı, milliyetçiliği dayatıyor, diğer taraftan sermayenin dini, ırkı olmaz diyor. Patron İngiliz ama fabrikasını Çin’e taşıyor. Ardından İngiltere’de işsizlik baş gösteriyor. Sonrasında işsizliğin nedeni göçmenler deniyor. Halk da göçmene, yabancıya diş biliyor.”

“Berlin’de Alman’dan çok Türk var”

Oyuncuya Berlin ile ilgili izlenimlerini sorduğumuzda ise espirili bir cevap alıyoruz. “Öncelikle Berlin’de Alman’dan çok, Türk var” diyen Mandıra Filozofu sözlerini şöyle sürdürdü: “Şaka bir yana gerçekten öyle. Belkide beni sadece Türklerin olduğu yerlerde gezdirdiler bilmiyorum. Bir de dikkatimi çeken, her yerde Türkçe tabelalarla karşılaşıyorsunuz, Türkiye’de bile bu denli fazla yok.”

“Yöresel yerine evrenseli tercih eden Çorumlularla gurur duydum”

Kendisini ağırlayan, sohbet eden Çorumlu hemşehrilerine de değinen Müfit Can Saçıntı, yöreselden çok evrensel çizgiyi yakalamış olan Çorumlular Dermeği ile gurur duyduğunu söyledi. Oyuncu, “İki nedenden gurur duydum. İlki, bünyelerine sadece Çorumluları değil, demokratik, insani ilkelere sahip çıkan herkesi almaları. İkincisi de, hangi ülkeden, hangi milletten olursa olsun mekana ihtiyaç duyan herkese özellikle de sanatçılara ücretsiz olarak mekanlarını tahsis etmeleri…”

Özlem Coşkun – KADINCA.eu – 26.02.2020 – 22:30

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*