SİYASİ SÖYLEMDEN ÇOK KORONA SONRASI ÇÖZÜMLERE İHTİYAÇ VAR

2021 Almanya’da “Süper Seçim Yılı” ve seçimler yaklaşırken seçim kampanyaları da hız kazandı. Her ne kadar Korona önlemleri nedeniyle kampanyalar ağır başlasa da bugünlerde Berlin sokakları seçim stantları ve aktiviteleriyle dolu.

Berlin Eyalet Parlamentosu Hristiyan Demokrat Birliği CDU milletvekili ve Berlin Reinickendorf West’ten yeniden aday olan Emine Demirbüken Wegner ise pandeminin seçmenleriyle ilişkilerini etkilemesine izin vermediğini çeşitli proje ve çalışmalarla bağlarını sağlam tutmaya çalıştığını ifade ediyor.

Bu nedenle insanların ihtiyaçlarını yakından takip edebildiğini söyleyen Wegner, “İnsanların siyasetçilerden beklentisi, seçim kampanyalarından çok, korona dönemi ve sonrasında ortaya konabilecek somut çözümler” diye konuşuyor.

Kendi seçim çalışmalarının merkezine de ilgili çözüm önerilerini yerleştirmeye çalıştığını aktaran CDU’lu siyasetçi, pandeminin en çok ekonomiye ve eğitime zarar verdiğinin altını çiziyor. Bu nedenle seçimler için söz konusu iki konuya konsantre olduğunu vurguluyor.

“Ekonomi ve eğitim şu andaki önceliğimiz”

“Ekonomi ve eğitim şu andaki önceliğimiz” diyen Berlin Eyalet Milletvekili, Berlin’in bir orta ve küçük ölçekli işletmeler kenti olduğunu savunarak, “Bu işletmeler başkentin bel kemiğini oluşturuyor ve ne yazık ki pandemi önlemleri nedeniyle iflas tehlikesiyle karşı karşıyalar” diyor.

Demirbüken-Wegner, “Şehrimizin refahı ve ekonomiyi yeniden canlandırmak adına bu işletmeleri güçlendirmemiz gerekiyor. Bunun için seçim kampanyası çerçevesinde insanlarla görüşerek taleplerini aldık ve özel bir çalışma yaptık. Bu çalışmayı da senatörlüğe sunduk” diye ekliyor.

“Pandemi jenerasyonu oluştu”

Emine Demirbüken-Wegner, Korona sürecinin bir pandemi jenerasyonu yarattığına dikkat çekerek, bunun eğitimden başlayarak toplumun değişik katmanlarına yayılan bir sorunlar silsilesine yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

CDU’lu milletvekili, “Bu 1,5 yıl içerisinde ilkokula başlayanlar, 7. sınıfa geçenler ve liseyi bitirenler var. Bu grup pandeminin etkilerini eğitim hayatı içerisinde son derece belirleyici bir şekilde yaşayan bir nesil” sözleriyle pandemi jenerasyonunu tanımlıyor.

Demirbüken-Wegner, geçtiğimiz yaz, altı haftalık okul tatilinde gerek okul sistemi gerek öğretmenlerin müfredatları çerçevesinde kurulması talep edilen dijital altyapının kurulamadığını bu nedenle pek çok çocuğun temel eğitimdeki eksiklerle üst sınıflara geçtiğini kaydediyor. Bu çocukların gelecekleri için acil ve etkili eğitim çalışmalarının hayata geçmesi gerektiğine işaret ediyor.

“Kronikleşen yalnızlık duygusu, pandeminin açtığı bir başka yara”

Emine Demirbüken-Wegner, ayrıca yalnızlık problemi çeken modern toplumların, pandemiyle birlikte tamamen yalnızlaştığını belirtiyor. Siyasetçi, özellikle yaşlıların ve 15-17 yaş arası gençlerin yalnızlık duygusuyla kendilerini köşeye sıkışmış hissettiklerini ve bununla nasıl baş edeceklerini bilmediklerini kaydederek, “Bu en nihayetinde kronikleşiyor ve psikolojik olduğu kadar fizyolojik sorunlara da yol açabiliyor. Gelecekte bu durum sağlık sektörünün işini zorlaştıracak, beraberinde yarattığı sağlık masraflarıyla ekonominin belini bükecek, yani bu bir sorunlar zinciri yaratacak” diyor ve şöyle devam ediyor: “Defalarca hükümete bununla ilgili herhangi bir çalışma var mı diye sordum. Aldığım cevap koca bir hiç!”

Emine Demirbüken-Wegner, kendi inisiyatifi ile 2019’da yalnızlıkla ilgili bir zirve yaptığını, bu şekilde uzmanların yer aldığı bir komisyon oluşturulduğunu, alana dair istatistikler ve veriler toplandığını ifade ediyor. Bu çalışmaları bağlamında Berlin için bir “Yalnızlık Görevlisi” atanması ve konuya dair çalışmalar yapılması teklifinde bulunduğunu, ancak Berlin Eyalet Meclisi’nin gerekli görmeyerek teklifi reddettiğini söylüyor. Buna karşın teklifin federal düzeyde ele alındığını belirten CDU’lu siyasetçi yakın zamanda Federal Meclis’in yalnızlıkla mücadele konusunda partiler üstü bir anlaşmaya vardığını aktarıyor.

“Berlin’in değişime, değişimin de CDU’ya ihtiyacı var”

Emine Demirbüken-Wegner, “Berlin’in değişime, değişimin de CDU’ya ihtiyacı var” diyor ve bu sözlerini şöyle gerekçelendiriyor: “Berlin gibi bir kentin, 3 defa üst üste sol partileri seçmesini pek sağlıklı bulmuyorum. Partiler içerisinde de, konstelasyonlar içerisinde de zıt görüşler her zaman birbirlerini besler. Ümidim 26 Eylül’den sonra içinde Hristiyan Demokratların da olacağı bir Berlin Eyalet Hükümeti. Böylece farklı görüşlerin yarışacağı, yeniliklere, yaratıcı fikirlere kapı aralayabilecek bir siyasi anlayış hakim olabilir Berlin’e.”

Özlem Coşkun – KADINCA.TV – 26.07.2021 – 23:00
Fotoğraflar: Hüseyin İşlek / HAYPA.de ve AYPA.TV

1 Comment

  1. Çok güzel fikirler.Tebrik ederim bu soruların giderilmesinde Emine hanıma destek verilmesi gerek.Hayırlı olsun başarılar dilerim.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*