BERLİN EYALET BAŞBAKANI MÜLLER FEDERAL MECLİSE HAZIRLANIYOR

Sosyal Demokrat Partili (SPD) Berlin Eyalet Başbakanı Michael Müller, yerel politikalarda elde ettiği deneyimi Federal Almanya düzeyine taşımaya hazırlanıyor. Berlin Charlottenburg-Wilmersdorf ilçesinden Federal Meclis’e aday adayı olan Müller kendisi gibi aynı ilçeden adaylığa soyunan Sawsan Chebli ile 27 Ekim’de ilçedeki SPD üyelerinin oyuyla belirlenecek seçim yarışında başabaş gidiyor.

Fotoğraf: Hüseyin İşlek

Filistinli mülteci bir ailenin kızı olan Chebli, Frank Walter Steinmeier’in dışişleri bakanlığı döneminde onun sözcü vekili olarak görev yaptı. Chebli bu dönemde Almanya’daki Müslüman gençler, İslam, kadın ve türban konularında yaptığı çıkışlarla tanınıyor. Bölgenin nihai adayının belirlenmesinin son dönemecinde ikili, ardı ardına Charlottenburg Kadınlar Çalışma Grubu, Göç ve Çeşitlilik ya da Gençlik Çalışma Gruplarının organize ettiği tartışma ve tanıtım programlarına katıldılar.

Müller ve Chebli Çekişmesi

Bu programlarda dikkat çeken bazı ihtilaf noktaları belirdi. Bunlardan biri, adaylardan sadece Chebli’nin yaşadığı bölgeden aday olması, Müller’in ise Schöneberg yerine Charlottenburg’u seçmesi. Chebli, ilgili duruma istinaden SPD’nin Müller’in yaşadığı Schöneberg’te seçim yarışını kazanamayacağından yola çıkarak Müller’i Charlottenburg’a yönlendirdiğini iddia ediyor. Bu da, partinin kimleri Federal Meclis’e göndereceğini aslında çok önceden belirlediği neticesini doğuruyor. Ama Charlottenburg’ta adayın belirlenmesi delegeler yerine üyelere bırakılınca bu iddia geçerliliğini yitirdi. Zaten anketler de adayların şansının yüzde 50 yüzde 50 olduğunu gösteriyor.

Fotoğraf: Hüseyin İşlek

Bir diğer ihtilaf noktası, hem yerel hem de federal anketlerde SPD’nin yüzde 17’lere kadar düşen oyları. Sawsan Chebli Berlin’de düşen oyların müsebbibi olarak Müller’i işaret ederken, kendisinin de SPD için yeni bir kan, bir vizyoner olabileceğini savunuyor. Özellikle dış politika ile ilgili deneyimlerini bu konuda dayanak olarak gösteriyor.

Delegeler ve üyeler neler söylüyor?

Charlottenburglu delegelerden bazıları Chebli’yi parti tabanından gelmeyen, tecrübesiz bir siyasetçi olarak nitelendiriyor. Özellikle mülteciler, göçmen politikaları konusunda büyük söylemleri olan Chebli’nin “Ben bunu çözerimle noktaladığı” soruların içini doldurabilecek çözüm önerilerinden uzak olduğunu iddia eden SPD’lilerin sayısı az değil. Beraberinde bu yönde düşünen partililer, Müller için yerelde elde ettiği çözümlerle somut öneriler sunabilen, tutarlı bir siyasetçi nitelemesi yapıyor.

Fotoğraf: Hüseyin İşlek

Buna karşılık Chebli destekçileri, Charlottenburglu SPD’lileri, bir kadın ve göçmen olan Sawsan Chebli’yi yalnız bırakmakla suçluyor. Ayrıca söz konusu delegelerin büyük bir bölümü Müller’i karizmatik olmayan, atıl bir siyasetçi olarak görürken, Chebli’nin Twitter’daki takipçi sayısını işaret ederek, onun gençler tarafından desteklenen çekici bir siyasetçi olduğunu söylüyor.

Fotoğraf: Münir Bağrıaçık

Kadın ve Göçmen Politikaları

Peki, başa baş giden bu iki siyasetçi KADINCA.eu’nun kadrajına giren göçmen ve kadın politikaları hakkında ne düşünüyor?

Charlottenburg “AG Migration und Vielfalt – Göç ve Çeşitlilik Çalışma Grubu” ikiliye “Türkiye gibi üçüncü ülkeler olarak nitelendirilen ülkelerden gelen göçmenlerin yerel seçimlerde oy kullanma hakkını nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye bir soru yöneltti.

Chebli’nin bu soruya cevabı, yıllardır bu ülkede yaşayan, vergisini veren insanların bu haktan hiç bir şekilde mahrum edilmemesi yönündeydi. Sawsan Chebli sözlerini şöyle sürdürdü: “SPD’nin uzun yıllar bu konuda mücadele ettiğini biliyoruz. Ancak bu ne yazık ki sadece söylemde kaldı. Çünkü federal mecliste çoğunluk sağlayamadığımız sürece başarı elde edemeyeceğiz. CDU’nun bu konudaki inatçı tavrı malum. Yeşiller ile koalisyon yaptığımız takdirde bir olanak doğabilir. Onun için tek şans mecliste çoğunluk.”

Fotoğraf: Hüseyin İşlek

Michael Müller de SPD’nin ilgili konuda açık ve yıllara yayılan kararlı tutumunun altını çizerek, “CDU’nun karşı çıktığı bir konu ve mecliste çoğunluğa ihtiyaç var. Bunun için en elverişlisi olarak SPD, Yeşiller, Sol Parti koalisyonu gözüküyor. Ama en önemlisi bundan vazgeçmeden her fırsatta oluşturduğumuz kamuoyu. Ben bunun hep takipçisi oldum, bundan sonra da olacağım, mahalleden belediyeye, belediyeden eyalete, eyaletten federal meclise…” şeklinde konuştu.

Fotoğraf: Hüseyin İşlek

Charlottenburg SPD’li bazı delegeler ise bu cevapların satır aralarına dikkat çekerek, Müller’in anketlere yansıyanlar ışığında CDU’yu dışarda bırakacak yegane koalisyon formülünü realist bir şekilde gördüğünü ifade etti.

Chebli’nin ise SPD, Yeşiller koalisyonun iktidar için yeterli olmayacağını bilmesine rağmen Sol Parti’yi zikretmemiş olmasını, onun partinin sağ fraksiyonunda yer almasına bağladılar. Hatta kimi çevrelerde Chebli’nin bu tutumuyla CDU’ya kapı aralamış olabileceği bile iddia edildi.

Kendinizi “feminist” olarak niteler misiniz?

“ASF – Arbeitsgemeinschaft Sozialdemokratischer Frauen – Sosyal Demokrat Kadınlar Çalışma Grubu”nun “Kendinizi ‘feminist’olarak niteler misiniz?” sorusuna ikilinin verdiği cevaplar ise şöyle:

Chebli: “Kendimi tabii ki feminist olarak niteleyebilirim. Kadın haklarına ve dayanışmasına yürekten inanıyor, destek veriyorum. Seçildiğim takdirde federal mecliste de bunun savunucusu olacağım” dedi.

Fotoğraf: Hüseyin İşlek

Müller: “Kesinlikle feministim. Her zaman ve her yerde bunu savunur ve bunun mücadelesini veririm. Bildiğiniz gibi Almanya’daki kadın hareketi şirketlerin yönetici pozisyonlarındaki kadınların sayısının artırılması için çabalıyor. Gerek Bilim ve Araştırma Bakanı iken gerek Eyalet Başbakanlığım çerçevesinde elbirliğiyle başta kamu ve enstitüler olmak üzere eyaletimizde yönetici pozisyonundaki kadınların sayısını yukarı çekmeyi başardık. Şu an Berlin, Almanya genelinde kadın yöneticilerin en yüksek olduğu eyalet” dedi.

Son sözü yine üye ve delegelere bırakırsak, özellikle ASF’li delegeler her iki aday adayının da kendisini feminist olarak nitelemesinden memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Ancak Sawsan Chebli’nin “Almanya’da kadınların seçme ve seçilme hakkının 100. yıldönümünde yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak, kendisine siyasette kadınlardan çok erkeklerin destek olduğunu ama cinsiyetçilik tartışmaları esnasında kadın dayanışmasının gücünü gördüğü yönündeki açıklamasını da hatırlattı.

Özlem Coşkun – KADINCA.eu – 24.10.2020 – 22:00

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*