“KADIN MÜCADELESİNDE İLK ADIM KADINA YÖNELİK DİLİ DEĞİŞTİRMEK OLMALIDIR”

Korona virüsünün etkilerinden korunmak için evlerimize çekildiğimiz şu günlerde, karantina atmosferinden kuşkusuz en çok, kentimizin toplantı ve etkinlik takvimi etkilendi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü de, tam bu önlemlerin start aldığı zamanlara denk geldi. Bu nedenle ilgili güne yönelik pek çok toplantı iptal edildi. CHP Berlin Birliği Kadınlar Kolu’nun düzenlediği toplantı, iptal edilmeyen az sayıdaki etkinlikten biriydi. Loggia Restoran’da gerçekleştirilen “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Buluşması” belki de bu anlamda Türk kökenli kadınları büyük sayıda bir araya getiren son etkinlik oldu.

Kadınların sohbet edip eğlendiği, aynı zamanda bilgilendiği toplantıya konuşmacı olarak, Türkiye’den siyaset bilimci Yrd. Doç. Dr. Bedriye Aysuda Kölemen Luge katıldı. Türkiye’deki ve dünyadaki kadın sorunlarını ve çözüm yollarını aktaran Doç. Dr. Kölemen Luge, kadın mücadelesinde atılacak ilk adımın kadına yönelik dilin değiştirilmesi olduğunu söyledi.

Öncelikle kadınlar, “kadınlar” için kullandıkları ifadeleri gözden geçirmeli

Bu konuda KADINCA.eu’ya konuşan Kölemen Luge şunları söyledi: “Kuşkusuz, gündelik hayatta karşılaştığımız kadın düşmanı, ayrımcı ifadelere itiraz etmeliyiz. Ama bunun öncesinde bizim, kadınlara karşı hangi ifadeleri kullanıyoruz onu gözden geçirmemizde fayda var.”

Yrd. Doç. Dr. Kölemen Luge pek çok toplumda olduğu gibi Türkiye’de de kadınların, kadın düşmanı erkek egemen bir toplumda büyüdüklerinin altını çizerek, “Evet, erkek egemen kodları içselleştirdik. Dolayısıyla biz kadınlar, hemcinslerimizi daha sert bir biçimde yargılıyoruz. Kadınlar hakkında daha ağır şeyler düşünüyor, onları belli kalıplara sokmaya çalışıyoruz. Biz de problemin bir parçasıyız. Onun için önce bununla yüzleşerek çözüm aramalıyız” diye konuştu.

Neden “kadın” da bayan değil?

Yrd. Doç. Dr. Bedriye Aysuda Kölemen Luge, şiddet ve ayrımcılığın dilde başladığını belirterek, her gün tekrar edilen kelimelerin yanlış anlamlar içermesine rağmen doğallaşabileceğine dikkat çekti. Kölemen Luge bayan ve kadın kullanımının da bu kategoriye girdiğini kaydederek, “Türkiye’de kadın dediğinizde akla gelen ilk şey, genellikle cinsellik. Bu genelleme içinde kadın ve kız kelimeleri bakire olanı ve olmayanı işaret ediyor. Halbuki erkekler için böyle bir ayrıma gitmiyoruz” şeklinde ifade etti.

“Erkekler bu kontekste cinselliğini istediği gibi yaşabilir, kadının evlilik dışında bekaretini kaybetmesi ise çok kötü bir şeydir” diyen Kölemen Luge sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla bir kadına kadın dediğimizde alınır mı? Başka bir şey mi ima ettiğimi düşünür diye kaygılanıyoruz. Çözüm olarak da bayan kelimesini uydurmuşuz. Bu hem kadına, hem de kelimeyi kullanana yönelik bir şiddettir.”

Siyaset bilimci bu nedenle Türkiye’deki kadın hareketinin, eşitliğe dilde başlamak adına, söz konusu ayrımcılığı erkek kelimesinin karşılığı her yerde kadın kelimesini kullanarak kaldırmaya çalıştığını dile getirdi.

KADINCA.eu’nun varlığı, bir kazanımdır”

Yrd. Doç. Dr. Bedriye Aysuda Kölemen Luge ayrıca, medyanın çok eril olduğunu, bu nedenle KADINCA.eu gibi basın yayın kuruluşlarına, internet sitelerine ihtiyaç olduğunu ifade etti. Kölemen Luge, “Medyadaki ifadeler, başlıklar, fotoğraflar fazlasıyla kadın düşmanı. Kadını, onun gündemini yok sayan bir anlayışta. Oysa kadının gündemi erkeklerin aksine yaşama ve yaşatmaya dair. Bu nedenle kadının perspektifinden bakan yayınlar sadece kadını değil toplumu da besleyen yayınlardır” dedi.

Aynı şekilde CHP Berlin Birliği Kadınlar Kolu Başkanı Zerender Gürel de kadınların perspektifinden bakan yayın kuruluşlarının çok önemli olduğunu vurgulayarak, “KADINCA.eu, başta Berlin olmak üzere yurtdışında yaşayan Türk kadınları için bir kazanımdır. Kuruluşunuzdan bu yana haberlerinizi takip ediyorum, paylaşıyorum. Ayrıca doğum gününüz olan 8 Mart’ı hem sizin, hem de dünya emekçi kadınlar adına kutluyorum” diye konuştu.

Özlem Coşkun – KADINCA.eu – 17.03.2020 – 21:30

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*