AYRIMCILIKLA MÜCADELE SOSYAL DEMOKRASİNİN TEMEL İLKELERİNDENDİR

Almanya’da seçim yarışı son hızla devam ederken, partilerin sloganları da iyiden iyiye belirginleşip seçmenlerin yolunu açıyor. Bu sloganlardan biri de Sosyal Demokrat Parti’nin altını çizdiği ve Almanya’daki göçmenleri yakından ilgilendiren “ayrımcılıkla mücadele”.

Spandau bölgesinden Berlin Eyalet Parlamentosu’na aday olan SPD’li Sebahat Atlı, Sosyal Demokratlar’ın başkent için ücretsiz çocuk yuvaları, ücretsiz ders kitapları, öğrencilere ücretsiz toplu taşıma bileti, makul kiralara yönelik sınırlamalar yaptığını, ancak en önemlisinin ayrımcılıkla mücadele olduğunu söylüyor.

Sebahat Atlı, bu çerçevede “Ayrımcılıkla mücadele sosyal demokrasinin temel ilkelerindendir” diyerek ayrımcılığa dair çalışmaları şöyle aktarıyor: “Son yıllarda Berlin idaresi, anonim dilekçe vermede olumlu sonuçlar aldı. İş arayanlar adını, kökenini, anadilini yazmadan dilekçe verebiliyorlar. Aynı şekilde ev ararken de bu uygulamanın olması gerekiyor. Böyle bir inisiyatifi açıkçası desteklerim. Şimdiden bunu birçok iş alanında zaten destekliyoruz.”

SPD’li siyasetçi gelecekte ayrımcılıkla mücadelenin çapının daha da genişletileceğini belirterek, “Göçmen kökenlilerin ayrımcılığa uğramaması için en etkili yol, göçmenlerin toplumun her alanına iştirak edebilmesi, ortak olması ve katılmasıyla mümkün olabilir” diyor.

“Entegrasyon, toplumsal uyumun ötesinde eşit katılımdır”

Atlı ayrıca göçmenlerin topluma uyumunu da yine bu kapsamda, yani katılım olanaklarıyla değerlendiriyor ve şunları söylüyor: “Entegrasyon sadece yabancıların Almanya’ya uyum sağlaması değil; sosyo-kültürel altyapıları, yetenekleri ve uzmanlıkları ölçüsünde her konuda yaşadıkları toplumda eşit paylaşım ve katılım olanağı bulabilmeleridir. Ancak bu şekilde sağlıklı bir ‘birlikte yaşama kültürü’ ve toplumsal eşitlik oluşturabiliriz.”

“Toplumun tamamını temsil etmeyen bir partinin geleceği olamaz”

SPD’nin Berlin-Spandau adayı, toplumsal eşitliği savunan bir partinin doğal olarak göçmen kökenlilere yer vermesi gerektiğini vurguluyor.

Sebahat Atlı, “Toplumun tamamını temsil etmeyen bir partinin geleceği olamaz” sözleriyle başta federal parlamentoda olmak üzere pek çok eyalet parlamentosunda göçmen kökenli siyasetçilerin olduğunu hatırlatarak, “SPD Berlin Teşkilatı’nın Genel Başkanı Filistin kökenli bir siyasetçi ve parlamentolarımızda çok sayıda göç biyografisi olan vekilimiz var, ben de yakında onlara katılmayı arzu ediyorum. Temsil ettiğim Spandau ilçesi en fazla göçmen kökenli üyenin görev yaptığı Belediye Meclisi’ne sahip” şeklinde konuşuyor.

Sebahat Atlı beraberinde sözlerine şunları da ekliyor: “Berlin Parlamentosu için Raed Saleh ve benden başka daha üç ve toplamda beş doğrudan adayımız var. Her iki seçim bölgesinde de seçilme şansımız oldukça iyi. Talep ediliyorsa, çabaya örnek olmak gerekiyor. Biz de bunu yerine getiriyoruz.”

“Pandemide zarar gören Berlin ekonomisini yeniden güçlendirmek gerekiyor”

Pandemi sonrası Berlin’de yapılması gerekenleri de değerlendiren Sebahat Atlı, önceliğin ekonomi olması gerektiğini savunuyor ve şöyle diyor: “Korona pandemisinden önce Berlin, 15 yıl boyunca tüm federal eyaletler arasında en güçlü ekonomik büyümeye sahipti. Bu güce tekrar ulaşmak için 2022 ile 2025 yılları arasında en az 1 milyar Avro yatırım yapmak istiyoruz. Berlin ekonomisinin gerçek anlamda yeniden başlatılmasını teşvik etmek istiyoruz. Özellikle pandemiden ciddi şekilde etkilenen sektörleri destekleyeceğiz.”

Özlem Coşkun – KADINCA.TV – 15.09.2021 – 23:00

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*