🇺🇦”GÜÇLÜ VE CESURUZ”🇺🇦
Dünya kamuoyu, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline ve burada şiddetlenen haksız savaşa kitlenmiş durumda. Sosyal medyada başkent Kiev’e yapılan son saldırıların insanlık dışı görüntüleri dönüyor ve bununla ilgili tepkiler bir çığ gibi büyüyor. Berlin dahil, Avrupa’nın büyük kentlerinde protesto eylemleri düzenleniyor. Bu çerçevede NATO, AB, ABD’den Rusya’ya karşı savaşı durduracak etkin yaptırımlar bekleniyor. Ama bu beklentiler, yeterli karşılığı bir türlü bulamıyor ve savaşın çirkin yüzü her geçen dakika daha da çirkinleşiyor.
Gözümüz kulağımız bölgeden gelecek “son dakika” haberlerinde… Şu anda kaleme alınan yazıya gelecek olursak, bu yazı böylesi haberlerden değil, yani savaşın gelişmelerini aktarmayacak. Ama savaşın açtığı yaraların, yarattığı depremin ne kadar derin olduğuna dair küçük de olsa bir ışık tutabilir.
Haberimizin konusu Veronika Zakharchuk. Veronika, ailesiyle 15 yılı aşkın bir süredir Almanya-Berlin’de yaşayan Ukraynalı genç bir kadın. Berlin’in Brandenburg Kapısı’nda işgalin ilk gününden bu yana protesto eylemlerine katılıyor. Veronika’ya Ukrayna’yı sorduğumuzda ise gözyaşlarını tutamıyor. Genç kadın, işgalin ilk günlerinde Avrupa’dan gelen hızlı ve güçlü tepkilerin onu umutlandırdığını, ancak geçen zaman içinde savaşı durduracak somut adımların atılmamasının umutlarını suya düşürdüğünü söylüyor.
“Ukrayna’ya acil yardım edin! Savaşı durdurun!”
Batılı ülkelerin yaptırımlarının sözde kaldığını, olanların da uzun vadede etkili olduğunu belirten Veronika Zakharchuk, kamuoyundaki suçlu arayışının savaşın sonunu getirmediğine şu sözlerle dikkat çekiyor: “Çok sayıda insan hayatını kaybetti. Kaybetmeye de devam ediyor. Kiev’deki yakınlarım metrolarda, bodrumlarda yaşam mücadelesi veriyor. Kamuoyu ise fail arıyor. Başbakan mı hatalıydı? NATO’ya girme çabaları mı? Rusya’nın yayılmacı politikaları mı suçlu? Ukrayna halkı bunları düşünecek durumda değil. Var olma savaşı veriyor. Acil yardıma ihtiyaç var. Savaşı bir an önce durdurun!”
“Orada olsaydım, ben de savaşırdım!”
Veronika’ya Ukrayna’da kadınların da silah altına alınma durumunu sorduk. “Pek çok kadın zaten bunu gönüllü yapıyor. Örneğin çok sayıda ünlü, tanınmış kadın, ülkeyi terketmek yerine kalıp mücadele etmeyi seçti. Eğer orada kardeşlerimiz ölüyorsa, nasıl kaçabiliriz ki?” diyen Veronika sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kadınlarımız güçlü ve cesur. Tüm kadınlar gibi barışı ve ortak yaşamı destekliyor. Ama ülkemizi de seviyoruz ve savaşmak gerekiyorsa savaşırız. Orada olsaydım ben de savaşırdım! Şu an eli kolu bağlı beklerken kendimi ülkeme ihanet etmiş gibi hissediyorum.”
Askerdeki Ukraynalı güzel kadınlarla ilgili sosyal medyada yer alan cinsiyetçi paylaşımlarla ilgili de konuşan genç kadın, “Güzel topraklarımız da, kadınlarımız da savaş ganimeti değildir. Gerek savaşta, gerek protesto eylemlerindeki kararlı duruşumuz bunun açık bir delilidir” diyor.
Çok sayıda kadın örgütü de yaptıkları çeşitli paylaşımlarla “Ukrayna’daki savaşa karşı olduklarını ve bu savaşta başta çocukların ve kadınların korunması gerektiği” çağrısında bulundular.
İşte onlardan bazıları:
“Savaş, ataerkil zihniyetin bir buluşudur. Ve bu zihniyetin en kötücül temsilcisi Putin’dir. Putin elini Ukrayna’nın üzerinden çek!” FEMEN
“Savaşların değil, sömürüsüz, eşit, özgür ve kardeşçe yaşam mücadelesinin tarafındayız. Emperyalist savaşlara hayır!” Kadın Meclisleri
“Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Gerçek kanaatim şudur: Milleti savaşa götürünce vicdanımda azap duymamalıyım, öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa, savaş cinayettir!” Mustafa Kemal Atatürk
“Savaşın kazananı yoktur. Kaybedeni vardır. Kaybeden daima masum halktır. Her şeye karışan NATO, ABD neredesiniz? Gücünüz Rusya’ya yetmiyor mu? Masum halkın öldürülmesine göz mü yumacaksınız?” Kadın Hakları Korunmalı
Özlem Coşkun – KADINCA.TV – 25.02.2022 – 22:00
Fotoğraflar: Leyla Dirim
İlk yorum yapan olun