Meditasyon, Latince derin düşünce, tefekkür anlamına gelir. Sankrit dilinde ise Dhyana olarak adlandırılır. Meditasyonda düşüncelerin sakinleşip, zihnin ve ruhun dinlendirilmesi esastır. Bu esnada adeta derin bir uyku haline gireriz ama yine de bedenimiz ve ruhumuz uyanıktır.
Meditasyon, birçok din ve kültürde uygulanan manevi bir arınma tekniğidir ve farklı şekillerde yorumlanır. Bu nedenle standart veya tekbiçimli bir meditasyondan söz etmek mümkün değildir. Yogada Meditasyon, ruhun kozmik bir bilinçle evrensel bilgiye bağlanma aracıdır, dolayısıyla da onun ayrılmaz bir parçasıdır. Meditasyon günlük hayatın stresinden, koşuşturmasından arınmak ve içhuzuru bulmak için bize kapı aralar. Ayrıca saklı olan birçok kişisel gücün ortaya çıkmasına zemin hazırlar.
Uygulama:
– Meditasyon için en ideal vakitler sabah saatleri ya da akşam üstüdür. Çünkü Satva’nın yani evrensel ahengin en yüksek olduğu zamanlardır.
– Omuriliğin dik duracağı rahat bir oturuş ve sakin nefes alışlar tercih edilir. Sağlam oturuş konsantrasyon için de önemlidir.
– Yüzün kuzeye ya da doğuya dönük olması enerji akışı açısından etkilidir.
– Meditasyona başlarken düşünceyi sakinleştirmek için nefes alışverişimize konsantre olabiliriz ya da bir mantra tekrarlayabiliriz. Mantra, Sankritçe hece ya da kelimelerdir. Mantra, bir araçtır, insanın düşündüğü ve onu düşünmeye yönlendiren bir şeydir; kelimeler ve oluşan titreşimlerden faydalanarak daha yüksek bir bilince ulaşmak hedeflenir.
Etkileri:
– Yüksek tansiyonu düşürür, stresi azaltır
– Zihinsel kapasiteyi ve konsantrasyon gücünü artırır.
– Özgüveni güçlendirir, içhuzuru sağlar, günlük hayatımızda denge ve ahenk bulmamıza yardımcı olur.
– Tüm varoluşla bağ kurmamıza ve kendimizi ruhsal yüklerden arındırmamıza yardımcı olur.
MEDİTASYON BEYNİ DEĞİŞTİRİYOR, BEYİNDE GRİ MADDE ARTIŞI SAĞLIYOR
Harvard Tıp Okulu ve Massachusetts General Hospital’da sinirbilim alanında çalışan bilim insanı Sara Lazar, beyin taramalarında meditasyonun faydalarını test eden ilk araştırmacılardan biri. Lazar bu taramalar esnasında beklenmedik bir sonuçla karşılaşıyor: Meditasyon beyni değiştirebiliyor.
Sara Lazar, ilk çalışmalarında kontrol grubuyla uzun dönem meditasyon yapanları karşılaştıklarını ve şöyle sonuçlar aldıklarını aktarıyor: “Uzun dönem meditatörlerde insula ve duyu bölgelerinde, işitme ve duyu korteksinde gri madde artışı tespit ettik. Bu mantıklı. Dikkatinizi verdiğinizde, nefesinize, seslere, o anki tecrübeye odaklanıyor ve bilincinizi kapatıyorsunuz. Bu, duyularınızda güçlenmeye sebep olabiliyor. Ayrıca meditatörlerde karar yürütme ve çalışma belleği ile ilişkili frontal kortekste daha fazla gri madde bulunuyordu.”
Sara Lazar, yaşlandıkça korteksimizin küçüldüğünü belirterek, bu nedenle yaş aldıkça bir şeyleri çözmenin ve hatırlamanın da zorlaştığını söylüyor. Lazar, “Fakat frontal korteksin bir bölgesinde 50 yaş üzeri meditatörler 25 yaşındaki insanlar ile aynı miktarda gri maddeye sahipti. İlk soru, bu kişiler belki de meditasyon yapmaya başlamadan önce de fazla gri maddeye sahip olabilirdi. Bu yüzden ikinci bir çalışmaya başladık. Daha önce hiç meditasyon yapmamış insanları aldık ve 8 haftalık farkındalık temelli stres azaltma programı uyguladık” şeklinde konuşuyor.
Sara Lazar, ikinci çalışmanın ardından yani 8 hafta sonunda iki grubun beyin hacimleri arasında 5 değişik bölgede farklılıklar bulduklarını ifade ediyor. Araştırmacı, meditasyonu öğrenen grupta 4 bölgede yoğunlaşma tespit ettiklerini maddeler halinde aktarıyor:
1- Bilinç akışı ve öz farkındalık ile ilgili olan posterior singulat kortekste.
2- Öğrenme, bellek, duygusal düzenleme ve algılamaya yardımcı olan sol hipokampüste.
3- Temporal parietal kavşak (TPJ) denilen merhamet, persfektif alma ve empati ile ilişkili bölgede.
4- Düzenleyici nörotransmitterlerin çoğunlukla üretildiği beyin sapının “Pons” adı verilen alanında.
Genel olarak beynin “savaş ya da kaç” tepkisi ile ilgili amigdala bölgesinin endişe, korku ve streste önemli rol oynadığını söyleyen Lazar, “Bu alan farkındalık temelli stres azaltma programı uygulanan grupta daha da küçüldü. Ayrıca amigdalada değişim stres seviyesinin azalması ile bağlantılıdır“ diyor.
Bu araştırmalarla birlikte kendisinin de düzenli meditasyona başladığını kaydeden Sara Lazar, “Hayatımda çokca etkileri oldu. Stres azaldı, daha berrak düşünmemde yardımcı oldu, kişiler arası iletişim mükemmel. İnsanlar için daha fazla empatim ve merhametim var” diye aktarıyor.
Kaynak: Washington Post – Sara Lazar Röportajı
İlk yorum yapan olun